27 Eylül 2012 Perşembe

Aakash Odedra 6 Ekim 2012'de Haliç Kongre Merkezi'nde

    Tahmin ettiğiniz üzere ben, ofiste boş zamanlarını alışveriş sitelerinde geçiren bir beyaz yakalı değilim. Hatta bana 'beyaz yakalı' demek de pek doğru olmaz; onların hırslarına, kariyer planlarına da sahip değilim. Daha çok 'Plan programsızlıktan bunalıp, sabah dokuz, akşam altı bir düzeni özlediğimde, bir grup insanın zamanlarını manasızca bilgisayar başında geçirdikleri şirketlerde para kazanıyorum' diyelim.
   Ben ofisteyken Biletix'in internet sitesinde zaman geçirmeyi tercih edenlerdenim. Bu sayede de İstanbul'da nerede, neler olduğunun en azından bir kısmıyla ilgili fikir sahibi olabiliyorum. Sting İstanbul'a bir konser vermek üzere gelme kararı aldığında, bundan hepimizin haberi oluyor. Kendi aramızda hangi şarkıları söyleyip, söylemeyeceği ya da hangilerinin bizi mutluluktan uçuracağına dair sohbetler ediyoruz. Ancak İstanbul'da yaşamak bizlere sadece J-Lo gibi MTV yıldızlarının sahne şovlarını takip edebilme lüksü sunmuyor. Çok daha az insanın haberdar olduğu, bu nedenle de erişilmesi çok daha kolay olan, büyüleci performanslar da İstanbullular'ın seçenekleri arasında bulunuyor. 
   Bunlardan bir tanesini, çok yakın bir tarihte, Haliç Kongre Merkezi'ndeki Sadabad Salonu'nda olanlar izleyebilecek. 6. İDANS Uluslararası Çağdaş Dans ve Performans Festivali kapsamında 6 Ekim Cumartesi akşamı Güney Asyalı dansçı Aaska Odedra sadece 1 geceliğine İstanbul'da performans sergileyecek. 
   İşin aslı Biletix'te gezinirken, festival kapsamındaki bir çok etkinlik arasından 'Rising' nasıl dikkatimi çekti, bilemiyorum. Ancak ben şimdi sizlere, bu etkinliğin neden kesinlikle dikkatinizi çekmesi gerektiğini kendi meşrebimce anlatmaya çalışacağım.
      
                  *                                                           *                                                             *
     Aakash Odedra, Britanya Güney Asya Dansı'nın yükselen yıldızlarından biri. İngiltere'nin en çok satan günlük gazetelerinden The Guardian'ın dans eleştirmeni Judith Mackrel ( doğru okudunuz, adamların dans eleştirmeni var) Rising'i ' Aynı programda Akram Khan, Russell Maliphant ve Sidi Larbi Cherkaoui'nun kareograf olarak bir araya gelmeleri, dansın kırmızı halı gösterisidir' diyerek anlatmaya başlıyor ve 'Üçünün de Aaakash Odedra'nın yeni şovu için farklı sololar hazırlamış olmaları, bize daha çok O'nun yeteneğiyle ilgili bir şeyler söylüyor' diye ekliyor. 
      Bangladeş kökenli öğretmeni Akram Khan gibi, Aakash Odedra'nın da dans geçmişi geleneksel danslara dayanıyor. ISTDN'nin Güney Asya Dansları sınavlarına giren ilk öğrencilerden olan Odedra, 14 yaşındayken  Bharatanatyam, 16 yaşındayken de Kathak için değerlendirilmiş. Şu anda Bharatanatyam ya da Kathak diye yazarken, inanın neden bahsediyor olduğumu ben de bilmiyorum. Belki Bollywood filmlerinden aşina olduğum  figürlerdir söz ettiğim de, ben adlarını bilmiyorumdur. Ancak öğrendiğim kadarıyla Odedra gösterisini kendisine ait çağdaş bir Kathak yorumu olan Nritta ile açacakmış. Bharatanatyam içinse Youtube'un ne güne durduğunu söyleyebilirim ancak.
       Odedra 2008 yılında Curve Tiyatrosu'nun Leicester'daki salonunun açılışı için 'Flight' isimli bir bölüm hazırlamış. Aynı yıl içinde Kraliçe'nin ziyareti sırasında performansını sergilemesi için davet edilen tek kişi olmuş. İnternet sitesine girdiğinizde sizi dansıyla karşılıyor. Etrafı biraz karıştırdığınızda kendi topluluğu için eğitimli ve yetenekli dansçılar aradığını öğreniyorsunuz. Ben o satırları okurken, ilanı görünce heyecanlanan, bunun hayatının fırsatı olduğunu düşünecek genç dansçıları düşündüm. İngiltere'de çalışma izni olan ve 16 yaşını tamamlamış dansçılar elemelere katılabileceklermiş. Sonra aynı duyuruyu okuyan 15 yaşındaki genç dansçıları düşününce de üzüldüm. Deli miyim, neyim?
      6 Ekim gecesi sahneye her gününü yaratarak, kurgulayarak, prova yaparak, çalışarak, öğreterek ve öğrenerek geçiren, kendini bu şekilde canlı hisseden bir sanatçının çıkacağından eminim anlayacağınız. Bir başka eleştiride okuduğum kadarıyla ara sıra ayaklarının yerden kesildiğini düşüneceğimiz anlar da yaşayacakmışız. 
       Sizlerin de o gece Sadabad Salonu'na gelmenizi isterim Hele de dansla herhangi bir profesyonel ya da amatör bağınız yoksa ve benim gibi neredeyse sadece dansın ne olduğundan haberdarsanız; muhtemelen Mackrel'in koreografiyle ilgili yüksek beklentilerini tatmin edememiş olması gibi bir hayal kırıklığı riski taşımıyorsunuz. Tam tersine, daha önce gözlerinizin hiç görmediği türden bir deneyimle kamaşacağının garantisini verebilirim. 

Aakash Odedra / Rising
6 Ekim 2012 - Haliç Kongre Merkezi / Sadabad Salonu
Tam: 34 TL Öğrenci: 24 TL 
Bilet satın almak için tıklayınız.
   
     

16 Eylül 2012 Pazar

En Keyifli Dövme Stüdyosu; 'Twenty Tattoo'

   Cumartesi günü iş çıkışı evde pineklemeyi planladığım sırada, kadim dostum ozcadısı'nın telefonuyla kendimi sokaklara vurdum. Ozcadısı arkadaşı  OguzhanKabukcu'nun evvelsi akşam açtığı dükkanına 'Hayırlı olsun' ziyaretine gitmekteydi. Tam olarak nereye gideceğini bilmeyen ben, Anadolu Yakası'ndan, Avrupa'ya geçerken telefona sarıldım; 'Alo, neredesiniz?', 'Canım ben şu an dövme yaptırıyorum', 'Tamam,neredesiniz?'.
   Telefonu kapatınca kendi soğukkanlılığıma kendim şaşırdım. Akşam Taksim'de gezinme planımızın içinde, ozcadısı'nın dövme yaptırması gibi bir şık yoktu. Ancak ben, 'Aman Tanrım' diye şaşkınlık naraları atacağım yerde, sanki hepimiz sokağa çıkıp  bakkaldan gazete alırmışcasına dövme yaptırıyormuşuz gibi 'Tamam' demeyi tercih ettim.   

   Kumbaracı Yokuşu'ndan aşağı inerken, Leb-i Derya ile Kumbaracı 50'yi geride bıraktığınızda sağ taraftaki 49 numaralı dükkan; 'Twenty Tattoo'. Tam adıyla 'Twenty Tattoo& Piercing Studio'. Minicik, sıcacık bir yer. Mekanın sahip ve sahibesi Oğuzhan Kabukçu ile Hasibe Yıldırım. Ancak anladığım kadarıyla Oğuzhan'ın cici kız kardeşi Aslı başta olmak üzere, geçmişi Denizli'ye dayanan, dükkanın 'demirbaşı' olan bir arkadaşlar grubu var. Zaten ben Kumbaracı'dan aşağı inerken, kapı numaralarına bakmaksızın dükkanı bu grup sayesinde buldum diyebilirim. Twenty Tattoo eşrafı sokağa taşmıştı. Bendeniz de bir cumartesi gecesi karşınıza çıkabilecek en tatlı insanlarla böylece tanışmış oldum.
   İşin aslı esas şamataya geç kalmıştım. Açılışın şerefine Kumbaracı'yı şampanyayla yıkayan arkadaşlarım,  üzerine de portakal likörü-soda ikilisinden oluşan shotları devirmişlerdi. Yanlarına varmayı başardığımda herkes çoktan çakır keyifti. Öyle ki, Ozcadısı 'Hadi bakalım' deyip bileğine Latince 'Bilgelik' bile yazdırmıştı. 
   Hasibe'nin ozcadısı'nın bileğine kondurduğu 'Sapientia'sına bak bak doyamadık. Kadim dostumun sivri sinek ısırmış kadar canı acımamış, bir fiske kabarıklık, kızartı oluşmamıştı. Sonra da ne bir yara, ne de iltihap. Belki zaten öyle şeyler hiç olmuyordur artık, bilemeyeceğim. Ancak Hasibe'nin elleri dert görmesin demeden de edemeyeceğim.
   Burası Twenty Tattoo'nun ikinci adresi. Daha önce İstiklal'in öte yanındalarmış. Hasibe üniversite eğitimini aldığı Denizli günlerinden bu yana dövme yapıyormuş. Dövme yapmayı o zamanlar bir arkadaşının stüdyosuna gide gele öğrenmiş. Ancak 'alaylı' demeden önce bir kez daha düşünmenizi tavsiye ederim; zira kendisi Pamukkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü'nde Resim İş Öğretmenliği'nden mezun. Aralık 2011'de kendi stüdyosunu açmadan önce, Denizli ve İstanbul'da profesyonel olarak bu işi yapmış. Son yıllarda kendi imzasından çok, Gazi Mustafa Kemal'in imzasını kullanmış. Dövme 'amca'lar arasında çok popülermiş. Ancak tek mahareti  bu değil. Aynı zamanda film, reklam, fotoğraf çekimlerinde de profesyonel makyaj yapıyor. En son olarak İstanbul'a Dans Festivali için gelen Japon dans grubunun fotoğraf çekimlerinde çalışmış. Bunu öğrendiğimde 'Ayy ne güzel, ben Caponları çok severim nedensiz yere' deyince,  geçirdikleri bir hafta içinde bu sevgiyi hakettiklerini dile getirdi.






          




  






   Anlayacağınız ben Hasibe'yi kenara kıstırıp, o nasıl, bu nasıl diye ardı arkası kesilmeyen sorular sordum. O da hepsini peygamber sabrıyla yanıtladı. Bu nedenle içinizden dövme yaptırmayı arzu edenler, 'Acaba neye benzeyecek?' kaygısı taşımazken, kendinizi melek gibi bir insana teslim etmek isterseniz, yolunuzu  Twenty Tattoo'ya düşürseniz iyi edersiniz.  Eğer ziyaretinizi geç saatlerde gerçekleştirirseniz, belki siz de dar sokaklardan birinden Kumbaracı Yokuşu'na dönmeye çalışırken, manevra alanını daraltan apartmana korna çalan, akıllara durgunluk veren bayana denk gelirsiniz! ( Çok ciddiyim!)
   
Hasibe The Great








O gece sizlerle bir arada olmak çok çok güzeldi. Umarım en kısa zamanda tekrar bir araya geliriz. Siz kendinizi biliyorsunuz!